Gündemden düşmeyen bir konu olan Ayasofya ne zaman cami oldu?Ayasofya ismi nereden geliyor?Müzeye dönüştürülmesinin ardından 86 yıl sonra tekrar camiye dönüşen Ayasofya’nın tarihi…
Fatih Sultan Mehmet tarafından kiliseyken camiye çevrilen Ayasofya İstanbul’un Fatih İlçe’sinde Sultanahmet mevkiindedir. Ayasofya’nın uluslararası alanda ünlü olması çok eski bir tarihi olup, hem Hristiyan hem de Müslümanlar tarafından kutsal sayılmasıdır. Modern Yunancada Agía Sofía, Azize Sofya Kilisesi olarak isimlendirilen Ayasofya, Latincede ise Sancta Sophia veya Sancta Sapientia olarak isimlendirilmektedir.
532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru olan I. Justinianus tarafından İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan eski şehir merkezine inşa edilmiştir. Ayasofya bu dönemde bazilika planlı bir patrik katedrali olarak kullanılmıştır. 1453 senesinde İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet kumandanlığında Osmanlılar tarafından alınmasından hemen sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya kiliseden camiye dönüştürülmüş ve aynı yıllarda cami olarak ibadete açılmıştır. 1935 yılında müzeye çevrilen Ayasofya bu tarihten itibaren müze olarak hizmet vermiştir. Ayasofya, mimari bakımdan bazilika planıyla merkezî planı birleştirmiş ve kubbeli bazilika tipinde bir yapı olarak kullanılmıştır. Ayasofya’nın taşıyıcı sistem ve kubbe geçişi özellikleri ile mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası oluşturduğu bilinmektedir.
Ayasofya İsmi Nereden Gelir?
Ayasofya isminin ilk hecesi olan aya sözcüğü kutsal azize anlamına gelmektedir. Sofya sözcüğü ise bir isim olmayıp Eski yunanlarda bilgelik anlamında kullanılan sophos sözcüğünden alınmıştır. Ayasofya kelimesi birleştirildiğinde kutsal bilgelik anlamı taşımaktadır. İlahi bilgelik anlamı da taşıyan bu kelime Ortodoks mezhebinde tanrının üç niteliği olarak değerlendirilir.
Altıncı yüzyılda yaşamış olan bilim adamları, fizikçi Miletli İsidoros, Trallesli matematikçi ve Anthemius’un yönetmiş olduğu Ayasofya’nın inşasında yaklaşık olarak on bin işçi çalışmıştır. İşçilerin masrafları ve bina giderleri için I. Justinianus’un Ayasofya için büyük bir servet harcadığı tarihimizde de önemsenen bilgilerdendir. Tarihi çok eski bu binanın bir özelliği de, inşa edilme aşamasında kullanılan bazı sütun, taş ve kapıların binadan daha eski olan yapılardan ve tapınaklardan getirilmiş olmasıdır. Eski tapınaklardan getirilen kapı, sütun ve taşlar Ayasofya’yı daha çok özel hale getirmektedir.
Ayasofya Camisi
Ayasofya Bizans döneminde kutsal emanetler zenginliğine sahip olan bir mabet olarak kullanıldı.
Ayasofya içerisinde bulundurulan kutsal emanetlerden birisi de 15 metre yüksekliğinde olan gümüş ikonostasist olarak bilinmektedir. Patrik kilisesi olarak Konstantinopolis Patriği’nin Ortodoks Kilisesi olarak merkezi Ayasofya olarak kullanıldı. 1054 yılında Papa IX. Leo tarafından Patrik I. Mihail Kirularios’un aforoz edilmesine Ayasofya şahitlik etmiştir. Bu yıllar aralığında Doğu ve Batı kiliselerinin bir birinden ayrılmaya başlandığı bilinmektedir.
İstanbul’un Fethi ve Ayasofya’nın Camiye Dönüştürülmesi
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1453 yılında kiliseden camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı tarafından gösterilen hoşgörü ile mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiştir. İnsan figürü olmayanlar ise olduğu gibi bırakılmıştır. Bu figürler sadece ince bir sıva ile kaplanmıştır. Yüzyıllarca düzenli olarak yapılmış olan bu sıvalar altında kalan mozaikler, bu sayede yapay ve doğal tahribattan korunmuştur. Ayasofya Cami, müzeye döndürülme aşamasında sıvaların bir kısmı figürler üzerinden çıkarılmış ve mozaikler aynı eskisi gibi yine gün ışığına çıkartılmıştır. Günümüze kadar gelmiş olan Ayasofya binası, doğal afetler ve isyanlar nedeni ile üç kez yıkılmış ve üç kez yeniden inşa edilmiş olan bir kilise olduğundan Üçüncü Ayasofya olarak da isimlendirilmektedir. İlk olarak inşa edilen ve ikinci olarak inşa edilen kiliseler isyanlar sırasında yıkılmış, döneminde inşa edilmiş en geniş kubbe unvanını alan Ayasofya kubbesi Bizans döneminde birkaç kez çökmüş, Mimar Sinan’ın Ayasofya binasına eklediği istinat duvarları sonrasında Ayasofya’nın aralıklı süreçlerde çökmesi durmuştur.
Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un Fethi sonrasında, fethin sembolü Ayasofya olmuştur. Fethin gerçekleşmesinden hemen sonra Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülerek Cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Fatih Sultan’ın 1453 yılında İstanbul’u fethinden sonra Ayasofya harap bir halde bulunmuştur. Bu durumun bazı Batılı ziyaretçilerce betimlenmesi Ayasofya’ya özel bir anlam yükleyen Fatih Sultan Mehmet kilisenin hemen temizlenerek camiye çevrilme emrini vermesine neden olmuştur. Fatih Sultan Mehmet kilise olarak kullanılan Ayasofya’nın iç ve dış mimarisinde değişiklikler yapsa da ismini kutsallığını korumak için değiştirmemiştir. Ayasofya’nın İlk minaresi Fatih Sultan Mehmet Han döneminde inşa edilmiştir. Minarelerden bir diğeri ise Sultan II. Bayezid tarafından eklenmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın 16. yüzyılda fethettiği Macaristan’da bulunan bir kiliseden Ayasofya’ya iki dev kandil getirtmiştir. Halen günümüzde bu kandillerin mihrabın iki tarafında yer aldığı gözlemlenmektedir.
16.Yüzyıl Sonrası Yapılan Düzenlemeler
1566–1574 tarihleri arasında II. Selim döneminde dayanıksızlık belirtileri gösteren Ayasofya Mimar Sinan tarafından eklenen dış istinat duvarları ile güçlendirilmiştir. Halen günümüzde Ayasofya dış mimarisinde bulunan 24 payandanın bir kısmı Osmanlı dönemine ait olduğu bir kısmı ise Bizans dönemine ait olduğu bilinmektedir. Hünkar mahfiline açılan galeri, yapılar arasında mermerden minber gibi tarihe tanıklık etmiş parçalar da halen Ayasofya içinde bulundurulmaktadır. Ayasofya’da Temmuz 2016’da düzenlenen Kadir Gecesi programında, Müze olmasının ardından geçen 85 yıl sonrasında minarelerinden sabah ezanı okundu. Bu yılda TRT Diyanet TV’nin tarafından Ramazan ayı süresince “Bereket Vakti Ayasofya isimli sahur programı yapıldı. Bu program ekranlarda başladığında Yunanistan’dan tepki yağdı. 2016 yılının Ekim ayında müze olarak kullanılan Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Hünkar Kasrı’na imam atandı ve burada Sultanahmet Camii ile birlikte 5 vakit ezan okunmaya başlandı.
Ayasofya Ne Zaman Cami Oldu?
24 Temmuz 2020 tarihinde ilk 86 yıl sonra ilk Cuma namazı kılınarak Ayasofya müzesi Ayasofya Kebir Camine dönüştürüldü. İstanbul’un fethi sonrasında cami olarak kullanılmaya başlanılan Ayasofya, 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülmüştü. 1934 – 2020 yılları aralığında müze olarak hizmet veren Ayasofya’da 24 Temmuz’da kılınan Cuma namazında 350 bin kişi birlikte namaz kıldı.