Almanca Atasözleri ve Deyimler

Almanca Atasözleri ve Deyimler: Anlamları, Açıklamaları ve Örnek Cümleler

Almanca öğrenirken sadece kelime ve gramer çalışmak yetmez; dili doğal, akıcı ve kültürel bağlamıyla birlikte konuşabilmek için atasözleri (Sprichwörter) ve deyimler (Redewendungen) mutlaka gerekli. Bu ifadeler konuşmalara canlılık ve akıcılık katar, sınav yazılarına zenginlik sağlar ve karşındakine “dili gerçekten kavramışsın” hissi verir. Aşağıda en çok kullanılan Almanca atasözleri ile Almanca deyimleri; Türkçe anlamları, kısa açıklamaları ve örnek cümleleriyle birlikte bulacaksın. Yazının sonunda konuyla ilgili kaynaklar ve SSS de mevcut. Ayrıca pratik için şu yazılara da göz atmanı öneririm: Almanca Günlük Konuşma Kalıpları ve Almanca Yazma Örnekleri.

En Çok Kullanılan Almanca Atasözleri ve Anlamları

Übung macht den Meister. – Alıştırma ustalık kazandırır.
Açıklama: Süreklilik ve pratikle başarı gelir.
Örnek: Wenn du jeden Tag übst, wirst du besser. (Her gün çalışırsan daha iyi olursun.)


Aller Anfang ist schwer. – Her başlangıç zordur.
Açıklama: İlk adımlar zor olsa da zamanla kolaylaşır.
Örnek: Deutsch lernen ist am Anfang schwer, aber später wird es leichter. (Almanca öğrenmek başta zordur ama sonra kolaylaşır.)


Ohne Fleiß kein Preis. – Emek yoksa ödül yok.
Açıklama: Başarı için çalışmak şarttır.
Örnek: Ich lerne jeden Tag – ohne Fleiß kein Preis. (Her gün çalışıyorum – emek olmadan ödül yok.)


Viele Köche verderben den Brei. – Çok aşçı yemeği bozar.
Açıklama: Çok kişi karışırsa işin tadı kaçar.
Örnek: Lass uns zu zweit planen – viele Köche verderben den Brei. (İki kişi planlayalım – çok aşçı yemeği bozar.)


Morgenstund hat Gold im Mund. – Erken kalkan yol alır.
Açıklama: Güne erken başlayan kazanır.
Örnek: Ich stehe früh auf, denn Morgenstund hat Gold im Mund. (Erken kalkarım, çünkü erken kalkan yol alır.)


Ende gut, alles gut. – Sonu iyi olan her şey iyidir.
Açıklama: Zorluklar önemli değil, iyi bitti mi mesele kalmaz.
Örnek: Die Reise war stressig, aber Ende gut, alles gut. (Seyahat stresliydi ama sonunda her şey iyi oldu.)


Wer wagt, gewinnt. – Cesaret eden kazanır.
Açıklama: Risk almadan başarı gelmez.
Örnek: Bewirb dich einfach – wer wagt, gewinnt. (Başvur gitsin – cesaret eden kazanır.)


Was du heute kannst besorgen, das verschiebe nicht auf morgen. – Bugünün işini yarına bırakma.
Açıklama: Erteleme, şimdi yap.
Örnek: Mach deine Hausaufgaben gleich. (Ödevini hemen yap.)


Der Apfel fällt nicht weit vom Stamm. – Armut dibine düşer.
Açıklama: Çocuklar çoğu zaman ailelerine benzer.
Örnek: Er ist wie sein Vater – der Apfel fällt nicht weit vom Stamm. (Babası gibi – armut dibine düşer.)


Besser spät als nie. – Geç olsun güç olmasın.
Açıklama: Bir şeyi geç yapmak hiç yapmamaktan iyidir.
Örnek: Du bist spät, aber besser spät als nie. (Geç kaldın ama geç olsun güç olmasın.)


In der Kürze liegt die Würze. – Öz olan kısa olandır.
Açıklama: Kısa ve net anlatım etkilidir.
Örnek: Schreib kurz – in der Kürze liegt die Würze. (Kısa yaz – öz olan kısa olandır.)


Wie man in den Wald hineinruft, so schallt es heraus. – Ne ekersen onu biçersin.
Açıklama: Davranışların karşılığını görürsün.
Örnek: Sei freundlich – so bekommst du Freundlichkeit zurück. (Nazik ol; karşılığını alırsın.)


Almanca Deyimler ve Türkçe Karşılıkları (25 Redewendungen)

Tomaten auf den Augen haben. – Bariz olanı görememek.
Açıklama: Gözünün önündeki şeyi fark etmemek.
Örnek: Siehst du das nicht? Hast du Tomaten auf den Augen? (Bunu görmüyor musun?)


Jemandem die Daumen drücken. – Birine şans dilemek.
Açıklama: Avuç içinde başparmağı bastırmak “uğur” sayılır.
Örnek: Ich drücke dir die Daumen für die Prüfung. (Sınav için sana şans diliyorum.)


Ins kalte Wasser springen. – Hazırlıksız işe atılmak.
Açıklama: Deneyimsizce zor bir işe başlamak.
Örnek: Am ersten Tag musste ich ins kalte Wasser springen. (İlk gün hazırlıksız başladım.)


Es ist mir Wurst. – Bana fark etmez.
Açıklama: Wurst (sosis) üzerinden “umursamamak”.
Örnek: Wohin wir gehen, ist mir Wurst. (Nereye gittiğimiz umrumda değil.)


Den Nagel auf den Kopf treffen. – Tam üstüne basmak.
Açıklama: Bir şeyi tam isabetle söylemek/yapmak.
Örnek: Deine Analyse trifft den Nagel auf den Kopf. (Analizin tam isabet.)


Ich verstehe nur Bahnhof. – Hiçbir şey anlamıyorum.
Açıklama: Konudan tamamen kopuk olmak.
Örnek: Kannst du langsamer sprechen? Ich verstehe nur Bahnhof. (Yavaş konuş, hiçbir şey anlamıyorum.)


Eulen nach Athen tragen. – Eşeğe altın semer (gereksiz iş).
Açıklama: Zaten fazlası olan yere aynı şeyi götürmek anlamsızdır.
Örnek: Noch ein Wörterbuch? Das ist Eulen nach Athen. (Bir sözlük daha mı? Gereksiz.)


Schwein haben. – Şanslı olmak.
Açıklama: “Domuz”la kurulan deyim, beklenmedik şansı anlatır.
Örnek: Du hast echt Schwein gehabt! (Gerçekten şanslıydın!)


Eine Extrawurst verlangen. – Özel muamele istemek.
Açıklama: Kendine ayrıcalık talep etmek.
Örnek: Warum verlangst du immer eine Extrawurst? (Neden hep ayrıcalık istiyorsun?)


Zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen. – Bir taşla iki kuş vurmak.
Açıklama: Tek hamlede iki iş başarmak.
Örnek: Mit diesem Kurs schlage ich zwei Fliegen mit einer Klappe. (Bu kursla iki işi bir arada hallediyorum.)


Den inneren Schweinehund überwinden. – İçindeki üşengeçliği yenmek.
Açıklama: Tembelliği/erteleme huyunu aşmak.
Örnek: Ich muss meinen inneren Schweinehund überwinden und lernen. (Üşengeçliği yenip çalışmalıyım.)


Jemandem etwas aus der Nase ziehen. – Ağzından lafı zorla almak.
Açıklama: İsteksiz kişiden bilgi almak.
Örnek: Man muss ihm alles aus der Nase ziehen. (Ona her şeyi zorla söyletmek gerekiyor.)


Mit jemandem Pferde stehlen können. – Birine çok güvenmek.
Açıklama: “Birlikte at bile çalınır” derecesinde güvenmek.
Örnek: Mit ihr kann man Pferde stehlen. (Ona çok güvenirim.)


Da liegt der Hund begraben. – İşin püf noktası bu.
Açıklama: Sorunun/konunun tam özünü ifade eder.
Örnek: Der Preis ist zu hoch – da liegt der Hund begraben. (Mesele yüksek fiyat – püf noktası orası.)


Um den heißen Brei herumreden. – Lafı eveleyip gevelemek.
Açıklama: Doğrudan söylemekten kaçınmak.
Örnek: Rede nicht um den heißen Brei herum! (Lafı dolandırma!)


Das Kind beim Namen nennen. – Açıkça konuşmak.
Açıklama: Şeyi adıyla çağırmak; net olmak.
Örnek: Lass uns das Kind beim Namen nennen. (Açık konuşalım.)


Nicht das Gelbe vom Ei sein. – Pek de mükemmel olmamak.
Açıklama: “Mükemmel değil, idare eder.”
Örnek: Das Ergebnis ist nicht das Gelbe vom Ei. (Sonuç pek iyi değil.)


Hals- und Beinbruch! – Bol şans! (Tiyatral, uğur dileği)
Açıklama: “Kır dizini boynunu!” gibi ironik uğur sözüdür.
Örnek: Morgen hast du Prüfung – Hals- und Beinbruch! (Yarın sınavın var – bol şans!)


Die Nase voll haben. – Bıkmak/usanç duymak.
Açıklama: Artık tahammül edememek.
Örnek: Ich habe die Nase voll von dem Lärm. (Bu sesten bıktım.)


Unter vier Augen sprechen. – Baş başa konuşmak.
Açıklama: Araya kimse girmeden, yalnızca iki kişi konuşmak.
Örnek: Wir müssen unter vier Augen sprechen. (Baş başa konuşmalıyız.)


Jemandem auf den Keks gehen. – Sinirine dokunmak.
Açıklama: Rahatsız etmek, usandırmak.
Örnek: Dein ständiges Fragen geht mir auf den Keks. (Sürekli soruların sinirimi bozuyor.)


Da steppt der Bär. – Ortalık yıkılıyor (parti/kaynaşma var).
Açıklama: Çok eğlenceli/kalabalık bir ortam.
Örnek: Komm heute Abend – da steppt der Bär! (Bu akşam gel – ortam coşuyor!)


Da haben wir den Salat. – İşte karışıklık/bela çıktı.
Açıklama: Uyarılara rağmen olaylar sarpa sardı.
Örnek: Du hast nichts vorbereitet – da haben wir den Salat. (Hazırlık yok – işte karışıklık.)


Die Kirche im Dorf lassen. – Abartmamak, makul kalmak.
Açıklama: Ölçüyü kaçırmamak, sakin olmak.
Örnek: Bleib ruhig und lass die Kirche im Dorf. (Sakin ol, abartma.)


Auf dem Holzweg sein. – Yanlış yolda olmak.
Açıklama: Konuyu/hedefi yanlış anlamak.
Örnek: Wenn du das denkst, bist du auf dem Holzweg. (Böyle düşünüyorsan yanlış yoldasın.)


Mit einem blauen Auge davonkommen. – Ucuz atlatmak.
Açıklama: Kötü bir durumdan az zararla çıkmak.
Örnek: Zum Glück sind wir mit einem blauen Auge davongekommen. (Neyse ki ucuz atlattık.)


Almanca Atasözleri ve Deyimler – Resim Galerisi



Kaynaklar


Almanca Atasözleri ve Deyimler PDF dosyasını bu bağlantı üzerinden indirebilirsiniz.

Etiketler: almanca atasözleri, almanca deyimler, almanca atasözleri ve anlamları, almanca deyimler ve türkçe karşılıkları, almanca deyimler örnekleri

Almanca Atasözleri ve Deyimler isimli konumuza kendi düşüncelerinizi yorumlar bölümünden paylaşabilirsiniz. Almanca Atasözleri ve Deyimler konumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz.


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Yorum yapın

empmamanyc orisbet celtabet lordcasino giriş lordcasino lordcasino güvenilir giriş
casino siteleri Canlı Casino Siteleri Deneme Bonusu veren siteler Deneme Bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren yeni siteler 2025 deneme bonusu veren yeni siteler bahis siteleri
madridbet güncel giriş madridbet kingroyal giriş meritking yeni girişt madridbet yeni giriş meritking giriş boss sports