İtalyanca’nın En Güzel Sözleri: 40 Söz ve Türkçe Anlamı
İtalyanca, melodik yapısı ve derin anlamlarıyla zengin bir dil olarak bilinir. Bu dil, edebiyatı, felsefi bakış açısı ve hayatı anlatmadaki zarafetiyle dikkat çeker.
Bu makalede, İtalyanca en güzel 40 söz ve Türkçe anlamlarını derledik. Bu sözler, yaşamın farklı yönlerine dair derin düşünceler ve öğütler sunar. Her biri, hayatın anlamını kavramamıza yardımcı olacak değerli dersler içerir. İster İtalyanca öğreniyor olun, ister sadece bu zarif dilin büyüsünü hissetmek isteyin, bu sözler size ilham verecek ve düşündürecektir.
Şimdi, bu zarif ve anlamlı dilin sunduğu bilgelikle tanışalım.
İtalyanca Güzel Sözler ve Türkçe Anlamları
“La speranza è l’ultima a morire.”
En son umut ölür.
“Chi ha tempo non aspetti tempo.”
Zamanı olan, zamanı beklemesin.
“Ciò che non ti uccide ti rende più forte.”
Seni öldürmeyen şey güçlendirir.
“Non rimandare a domani quello che puoi fare oggi.”
Bugün yapabileceğin şeyi yarına bırakma.
“L’amore vince tutto.”
Aşk her şeyi fetheder.
“Si vede bene solo con il cuore. L’essenziale è invisibile agli occhi.”
Yalnızca kalple iyi görülür. Asıl önemli olan gözle görünmez.
“Il miglior momento per piantare un albero era vent’anni fa. Il secondo miglior momento è ora.”
Bir ağacı dikmek için en iyi zaman 20 yıl önceydi. İkinci en iyi zaman şimdi.
“Chi dorme non piglia pesci.”
Uyuyan balık tutamaz.
“Non lodare il giorno prima della sera.”
Günü akşam olmadan övmemeli.
“Il viaggio è la meta.”
Yol hedefin ta kendisidir.
“Le acque chete rompono i ponti.”
Sessiz sular köprüleri yıkar.
“Ridere è la miglior medicina.”
Gülmek en iyi ilaçtır.
“L’azione distingue il sogno dall’obiettivo.”
Eylem, hedefi rüyadan ayırır.
“Chi non risica, non rosica.”
Risk almayan, kazanamaz.
“Un amico, un vero amico, è la cosa più bella che esista al mondo.”
Bir dost, iyi bir dost, dünyadaki en güzel şeydir.
“Il tempo guarisce tutte le ferite.”
Zaman tüm yaraları iyileştirir.
“Ride bene chi ride ultimo.”
Son gülen iyi güler.
“Nella calma c’è la forza.”
Sakinlikte kuvvet vardır.
“Chi non onora il centesimo, non merita il milione.”
Kuruşu küçümseyen, milyonun kıymetini bilemez.
“Ognuno è artefice del proprio destino.”
Herkes kendi kaderinin demircisidir.
“L’ordine è metà della vita.”
Düzen, hayatın yarısıdır.
“Solo chi nuota controcorrente arriva alla sorgente.”
Yalnızca akıntıya karşı yüzenler, kaynağa ulaşır.
“Meglio tardi che mai.”
Geç olsun, güç olmasın.
“La vita non è una passeggiata.”
Hayat kolay değildir.
“L’eccezione conferma la regola.”
İstisnalar kuralı teyit eder.
“Le disgrazie non vengono mai sole.”
Bir felaket nadiren tek başına gelir.
“Il vecchio amore non arrugginisce.”
Eski aşk paslanmaz.
“Tutte le strade portano a Venedik.”
Tüm yollar Venedik’e çıkar.
“Il silenzio è d’oro, la parola è d’argento.”
Sessizlik altındır, söz gümüştür.
“Non si può avere la botte piena e la moglie ubriaca.”
Hem fıçı dolu hem de karısı sarhoş olmaz. (İki şey aynı anda mümkün değildir.)
“Chi trova un amico, trova un tesoro.”
Bir dost bulan, bir hazine bulmuş demektir.
“A mali estremi, estremi rimedi.”
Aşırı sorunlara aşırı çözümler gerekir.
“Dove c’è volontà, c’è una strada.”
İstek varsa, yol da vardır.
“Roma non fu costruita in un giorno.”
Roma bir günde inşa edilmedi.
“Non tutto il male vien per nuocere.”
Her kötü şey zarar vermez.
“La bellezza è negli occhi di chi guarda.”
Güzellik bakanın gözlerindedir.
“Il mondo è bello perché è vario.”
Dünya güzeldir çünkü çeşitlidir.
“Chi semina vento, raccoglie tempesta.”
Rüzgar eken, fırtına biçer.
“L’erba del vicino è sempre più verde.”
Komşunun çimi her zaman daha yeşildir.
“Il denaro non fa la felicità.”
Para mutluluk getirmez.