Kayıp Şehir Atlantis: Bir Uygarlığın Bilinmeyen Sırları. Kayıp Atlantis bazılarına göre gerçek bazılarına göre efsanevi kayıp bir adadır. Ütopik bir toplum yapısı olarak düşünülen Atlantis Adası’nın nerede ve neden battığı günümüzde henüz bir netlik kazanmış değildir. Hatta geçmişte gerçekten varlığı dahi kanıtlanabilmiş değildir. Ancak Kayıp Kıta Atlantis hikâyesi her dönemde insanları en çok cezp eden efsanelerden biri olmuştur.
Yüzyıllar boyunca birçok hayalperestin ve okültistleri etkileyen bir hikaye olmayı başaran Atlantis eskilerden günümüze aktarılan bir efsane mi yoksa gerçekten bir kayıp kıta var mı bilinmiyor.
Kayıp Şehir Atlantis Adasının Kökeni
Efsanelere göre geçmişin sisleri arasında kaybolan kayıp kıta Atlantis’in ilk olarak nerede ortaya çıktığı bilinmemektedir. Hikâye olarak ilk defa Platon’a ait olan ve M.Ö 330 senesinde yazılmış iki farklı eserde adı geçmiştir. Timaeus ve Critias isimli olan bu iki diyalogda son derece ütopik bir ülke olarak bahsedilmiştir.
Arkeoloji Profesörü olan Ken Feder Atlantis hakkında çok farklı yorumlarda bulunmuştur. Her ne kadar Atlantis hakkında son derece barışçıl bir ülke olarak bahsedilse de Profesör kendi eserinde bu hikayeyi farklı bir şekilde yorumlamıştır.
Ken Feder’e göre Atlantis ülkesi teknolojik olarak son derece gelişmiş bir ülkedir. Fakat ahlak yapısı son derece çökmüş bir durumdaydı. Öyle ki tüm gücünü kullanarak dünyayı ele geçirme girişimlerinde de bulunmuşlardır. Ancak bu gücün önündeki tek engel ise Eski Atinalılar olmuştur. Atinalılar çok daha güçsüz olmalarına rağmen Atlantis imparatorluğunu yenmeyi başarmıştır. Ancak bu yalnızca bir düşünceden ibarettir. Çünkü Kayıp Krallık Atlantis hakkında günümüzde de henüz bir kalıntı bulunamamıştır.
Kayıp Atlantis Efsanesi Nedir?
Her ne kadar bir kurgu olarak günümüze kadar ulaşsa da birçok insan için Kayıp Atlantis Hakkında Bilgiler son derece merak uyandırıcıdır. Birçok araştırmacı ve maceraperest Atlantis peşine düşmüş ve nerede olabileceğine dair birtakım araştırmalar yapılmıştır. Çok sayıda Atlantis uzmanı birtakım tahminlere dayanarak dünyanın her tarafında olabileceğine dair fikirler öne sürmüştür.
Platon’a göre bu muazzam ülke 9 bin sene önce bir dizi faaliyetler nedeniyle okyanusun altına gömülmüştür. İlk defa Platon tarafından ortaya atılan bu ütopik düşünce nedeniyle yüzyıllar boyunca insanların Atlantis’i aramasına neden olmuştur.
Platon tarafından anlatılan bir hikayeye göre Atlantis iç içe geçmiş adalardan oluşmaktadır. Su kanalı çevrili olan bu ada parçaları dokuz su ve dokuz kara çember tarafından da çevrelenmiştir. Atlantis’in hükümdarı ise Yunan mitolojisinde isminden her zaman bahsedilen Poseidon’dur. Neptün olarak da bilinen bu hükümdar bu güzel ülkede hem eşi Cleito ve beş ikiz oğlu ile birlikte yaşamıştır. Oğullarından Atlas’ın ise efsaneye göre ortadaki bir adanın hükümdarı olduğu belirtilmektedir. Diğer dokuz oğlu ise çevrelenen 9 adanın hükümdarıdır. Kayıp Atlantis Şehri içerisindeki evler son derece düzenli bir yapıya göre kurulmuş ve çatıları da o dönemin halkı tarafından kırmızıya boyanmıştır. En ortada inşa edilen görkemli adaya Atlantis adı verilmiştir.
Kayıp Şehir Atlantis Şehri Nerede?
Kayıp Şehir Atlantis Hakkında birçok rivayet ve tahmin bulunmaktadır. Özellikle nerede olduğuna dair birçok önemli söylenti vardır. Ancak kesin olarak Atlantis ülkesinin nerede olduğu tam olarak bilinememektedir. Çok eski dönemlerde Yunanlı tarihçi ve gezgin olan Herodot bugün Sahra olarak bilinen yerde garip bir topluluktan bahsetmiştir. Bu topluluğun Atlantis toplumlarından olduğuna dair bir fikir öne sürmüştür.
Atlantis’in şu anda tam olarak nerede olduğuna dair bir bilgi yoktur. Çünkü Atlantis’in gerçekten var olduğuna dair bir bilgi yoktur. Varlığı tamamen bir muamma olan kayıp şehir Atlantis gizemi bugün bile hala çözülememiştir. Bazı araştırmacılar şehrin İzlanda ile Grönland arasında olduğunu düşünmektedir. Bazıları ise Kıbrıs ve çevresini işaret etmektedir. ABD’li bir araştırmacı olan Robert Sarmast ise bu konuda oldukça derin araştırmalar yapmış ve Doğu Akdeniz kıyılarının Atlantis’e ait olabileceği üzerinde durmuştur. Özellikle Kıbrıs ve Suriye arasındaki yerleri işaret etmiştir.
Çok merak edilen konulardan birisi de Kayıp Atlantis Şehri Nerede sorusu oluyor. Bazılarına göre ise Atlantis’in Kafkasya olduğu öne sürülmektedir. Birtakım düşüncelere göre de Atlantik Okyanusu, Türkiye, Malta ve Karayip ile Bolivya olduğu düşünülmektedir. Yani Atlantis şehrinin tam olarak nerede olduğu bilinmemekle birlikte öne sürülen fikirler de oldukça çeşitlidir.
Kayıp Atlantis Neden Yok Oldu?
Kayıp şehir Atlantis Gerçek mi sorusu günümüzde de en çok sorulan mitolojik sorulardan biridir. Atlantis’e dair bilinen birçok bilgi ya Platon kitaplarından derlenen ya da araştırmacıların kendi düşüncelerinden ibarettir. Bu şehrin nerede olduğu ya da gerçekten var olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak kitaplardan derlenen birtakım bilgilere göre birçok araştırmacı bu şehrin nasıl yok olduğuna dair de çeşitli düşünceler ortaya atmışlardır.
Neden yok olduğuna dair en bilinen hikâye ise çok eski devirlerde ortaya çıkan bir tufandır. Üç büyük tufana maruz kalan Atlantis, okyanusun en derinlerine gömülmüştür. Bu tufanlara neden olan durum ise yine farklı düşüncelerden ibarettir. En yaygın inanışlara göre o dönemde kullanılan kimyasal silahlar ile biyolojik silahlar Atlantis’in sonunu getirmiştir.
Atlantislilerin başka canlılar ve insanlar üzerinde yapmış oldukları deneyler ve DNA genleri üzerindeki değişimler bu büyük imparatorluğun sonunu getiren bir diğer düşüncedir. Her ne kadar bu düşünceler modern dünyanın eleştirileri gibi görünse de çok yaygın bir inanış olarak dünya üzerinde ilgi gördüğünü söylemek mümkün olmaktadır.
Atlantis Nasıl Bir Yerdi?
Kayıp Atlantis filmi ve belgeselleri günümüzde bile oldukça ilgi görmektedir. Bu alanda çekilmiş olan birçok belgesel, dizi ve film insanların merakını gidermek için yeterli olmamaktadır. Kayıp kıta Atlantis’in nasıl bir yer olduğuna dair yine mitlerden yararlanarak çeşitli yanıtlar vermek mümkün olmaktadır. Ancak hiçbirinin yüzde yüz olarak gerçekleri yansıttığını söylemek de mümkün değildir.
Efsanevi kıta parçası oldukça ütopik bir şekilde anlatılmaktadır. İlk defa Platon eserlerinde anlatılan bu kayıp kıta anlatılanlara göre son derece güzel ve huzurlu bir ülkedir. Barışçıl bir toplum yapısına sahip olan Atlantis, özellikle mimaride ve teknolojide son derece gelişmiş bir yapıya sahiptir. Şehir yapılanması son derece iyi olan Atlantis’in mimari yapısı son derece muazzam bir görünümdedir. Ancak Platon burada çeşitli itirazlar öne sürmektedir. Ona göre Atlantis o kadar da barışçıl bir uygarlık olmamıştır.
Kayıp Atlantis Hikâyesi tekrar tekrar incelendiğinde aslında tam olarak nasıl bir yer olduğu hakkında farklı düşünceler öne çıkmaktadır. Platon kendi eserlerinde bahsettiklerine göre Atlantis halkı insancıl ya da barışçıl değildir. Çok ileri seviyede bir uygarlık olmasına rağmen son derece saldırgan ve işgalci bir toplumdur. Bu da belgesellerde ve filmlerde anlatılan Atlantis tanımları ile pek de uyuşmayan bir düşüncedir.
Kayıp Atlantis Gerçek Mi?
Kayıp şehir Atlantis Gerçek mi sorusu yüzyıllar önce sorulmuş günümüzde de hala sorulmaktadır. Son derece etkileyici bir hikâye olarak günümüze kadar gelmiş ise Atlantis’in gerçekliğinin sorgulanması son derece normaldir. Her ne kadar popüler kültür birtakım düşüncelerin doğru olduğuna dair fikirler öne sürse de bilimsel açıdan bakıldığında Atlantis’in gerçek olduğuna dair çok net bilgiler bulunmuyor. Bilimsel olarak incelendiğinde bu kadar büyük bir imparatorluğun hangi nedenle olursa olsun okyanus altına battığı düşüncesi oldukça tartışılır bir konudur.
Büyük bir ilgi çeken Atlantis’in Gizemi bugün bile hala birçok sorunun yanıt alınamadığı bir hikâyedir. Ancak bilimsel çalışmalar neticesinde bu düşüncenin tamamen çürütüldüğü de bilinmektedir. Özellikle deniz bilimi üzerine yapılan çalışmalarda okyanus tabanları üzerine çok ciddi araştırmalar yapılmıştır. Çıkarılan haritalarda böyle bir yere hiçbir yerde rastlanmamıştır. Kısacası birçok araştırma gösteriyor ki Atlantis batabilecek nitelikte bir imparatorluk ya da kıta değildi. Bununla birlikte günümüzde hala Atlantis’in varlığına inanan birçok kesim olduğu da söylenebilmektedir.
Atlantis Hakkında En Çok Merak Edilenler
Kayıp Şehir Atlantis Gizemi neredeyse her yüzyılda ilgi odağı olmayı başardı denilebilir. Bu bakımdan gerçek olmadığı da kanıtlanmış olan bu uygarlık hakkında son derece merak edilen bilgi bulunmaktadır. En çok merak edilen bilgiler ise şunlardır:
- Atlantis hakkındaki ilk bilgilere Yunanlı filozof olan Platon’un diyaloglar eserlerinden ulaşılmıştır. Kritias ve Timaios isimli bu eserlerinde Atlantis’i çok farklı şekillerde yansıtmış ve bu uygarlığın sanıldığı kadar barışçıl olmadığını savunmuştur.
- Her ne kadar Atlantis gerçek olmasa da güncelliğini korumaktadır. Bu güncelliği korumasında ise Platon’un bu konuyu hikâyeleştirerek günümüze ulaşmasını sağlamış olmasıdır. Ancak zamanla hikâyedeki birçok anlatım değiştirilmiş ve farklı bir yaklaşım getirilmiştir. Bu da günümüzde dahi Kayıp Atlantis Hikayesi hakkında yorumlar yapılmasını sağlamıştır.
- Birçok hayalperest ve Yeni Çağcı Atlantis hakkında olumlu düşüncelere sahiptir. Öyle ki Madame Blavatsky isimli Tibetli bir guru 1800’lü yıllarda bu gizemli uygarlık hakkında çeşitli bilgiler aldığını ileri sürmüştür.
- Madame Blavatsky’den yaklaşık bir asır kadar sonra da Edgar Cayce efsanenin tamamen doğrulanarak sonuçlanacağını 1969 senesinde gerçekleşeceğini söylemiştir. En son ise 1980’li yıllarda J.Z. Knight isimli bir spiritüelist Atlantis hakkında birçok bilgiyi ruhlar aracılığı ile öğrendiğini dile getirmiştir. Hatta iddialarında biraz daha ileri giderek tüm bu bilgileri 35 bin asker ve savaşçı ruhtan edindiğini dile getirmiştir.
- Platon’un eserlerinin araştırmalar sonucunda yalnızca belli bir amaç için yazıldığı da ileri sürülmektedir.
- En ilginç olanı ise Atlantis ve Kayıp Mu arasında ilişki kurulmasıdır. Uzun bir süredir tartışılan ve hatta Mustafa Kemal tarafından da araştırılan Kayıp Mu birçok kişi tarafından Atlantis ile ilişkilendirilmektedir.
- İngiliz bir kaşif ve asker olan James Churchward Kayıp Mu adasının Atlantis’in bir kolonisi olduğunu ileri sürmüş ve bu alanda çok yeni bir tartışma başlatmıştır. Hatta orduda görevliyken bazı görevler için Tibet’e gönderilmiş ve burada çeşitli belgeler bulmuştur. Bu belgeler ise Naacal Tabletleri olduğu ileri sürülmüştür.
Kısacası Kayıp şehir Atlantis Gizemi günümüze de geçmişte de çözülememiş önemli bir sırdır. Bilimsel kaynaklara göre böyle bir uygarlık yoktur. Ancak bazı düşüncelere göre ise bu ada vardır ve yalnızca keşfedilmeyi bekliyor.
Kayıp Şehir Atlantis ile İlgili Eserler
Kayıp şehir Atlantis ile ilgili olarak birçok eser yaratılmıştır. Filmler, diziler, kitaplar ve belgeseller oldukça ilgi görmektedir. Hatta bu alanda çizgi filmler çekildiğini söylemek de mümkündür. Kayıp şehir Atlantis Belgeseli her ne kadar bu kayıp uygarlık hakkında çok detaylı bilgiler verse de bilgiler kesin olarak kanıtlanmamış bilgilerdir. Aynı zamanda somut verilere dayanılarak çekilen yapımlar da değildir. Gizemi sevenlerin her ne kadar çok ilgisini çekse de bugün Kayıp şehir Atlantis hakkında henüz hiçbir bilgi olmadığı söylenebilir.
İkinci Dünya Savaşı ve Sonuçları – Türkiye’ye Etkileri (1939-1945)